Gaziantep'te sendikadan " Çalışanların hak ve çıkarları " açıklaması
Gaziantep iş sağlığı ve güvenliği çalışanları sendikası " Çalışanların hak ve çıkarları" ile ilgili basın açıklaması yaptı.
Yeşilsu Parkı'nda yapılan açıklamada şöyle denildi:
"Biz, İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanlarıyız. Sorunlarımız var… Hem de çok fazla ve büyük sorunlarımız var. Bu sorunlarımız sadece bizim sorunlarımız değil aslında tüm annelerin, tüm babaların, evlat ve kardeşlerin sorunlarıdır.
Ülkemizde her yıl 1.500 den fazla insanımız iş kazalarından hayatını kaybediyor, binlerce insan sakat kalıyor ve yüzlerce çalışanımız çoğu tedavi edilemeyen meslek hastalığına yakalanıyor.
İş kazalarının sorumlusu iş sağlığı ve güvenliği çalışanları değildir. Tıpkı hastalıkların sebebinin doktorlar olmadığı gibi. Ancak, ülkemizde iş kazaları azalsın isteniyorsa iş sağlığı ve güvenliği çalışanlarının huzurlu ve mutlu olarak çalışması sağlanmalıdır.
İş kazaları ve meslek hastalıklarından sorumlu olmamamıza rağmen yine de bu durumu azaltacak yegâne personel bizleriz. Çalışanlarımız zarar görmesin diye uğraşıyor, yazın sıcakta, kışın kar altında görevimizi yapıyoruz. Bizlerde işçiyiz ve iş kazalarından dolayı bizlerde ölüyoruz.
2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu o günden bu yana yapılan ertelemeler ve ötelemelerle hala tam manası ile yürürlüğe girememiş bir kanundur. Gelinen noktada az tehlikeli sınıf dediğimiz ve sayısı bir milyonu aşan işyerleri hala iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini tam manası ile alamıyor.
Aladağ yurt yangınında kaybettiğimiz 11 kız öğrencinin acısı hala taze iken “az tehlikeli” diyerek kategorize edilen yurt, pansiyon, otel, okul, misafirhane, büro-ofis v.b. gibi işyerlerinde her gün kazalar yaşanmakta ve insanlarımız buralarda mağdur olmaktadırlar.
Hepinizin malumu, Kamu alanlarının iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları 2020 yılına ötelendi. Özel sektördeki tehlike ve riskler aynı işlerin yapıldığı kamu da neden ve niçin göz ardı ediliyor? Neden ERTELENİYOR?
50 kişiden az çalışanı olan az tehlikeli işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin verilmesi birkaç saatlik eğitim ile işverenin kendisine bırakılmıştır. Soruyoruz; Kendi kendini denetleyebilenbir mekanizma çalışır mı? İşveren, kendi kendine eksikliklerini tespit edip düzeltebilir mi?
Sayıları 70.000 olan C sınıfı iş güvenliği uzmanı meslektaşlarımızın şuan için hizmet verebileceği işyerleri daralmıştır. Meslektaşlarımızneredeyse işsiz bırakılmıştır.
Ülkemizde şuan 10.000 den fazla öğrenci iş sağlığı ve güvenliği bölümlerinde okuyor. Mezun olduktan sonra bir sürü paralar harcayaraktekrar eğitim alıp sınava girecekler ve alabilecekleri C sınıfı belge ile yine de çalışamayacaklar çünküiş alanları YOK EDİLDİ.
Her sınav döneminde 100.000 kişi iş güvenliği uzmanı olabilmek için sınava giriyor ve her geçen gün iş alanları biraz daha azalıyor.
İnsan hayatının pazarlığı olur mu? Birilerimizin babası, evladı, kardeşi olabilecek çalışanlarımızın hayatını herkes den fazla düşünen bu meslek grubuna gereken önem artık verilmelidir. Bırakın meslektaşlarımız işini yapsın. Bunun için de acilen önlemler alınmalıdır.
TALEPLERİMİZ
Tüm Yorumlar